Boğaziçi Sohbetlerinde Bir Rüzgâr Daha Esti
Bilişim Çağında Kültürün ve Kültürümüzün Geleceğini Prof. Dr. Arif Ergin'den dinlerken genel olarak insanoğlunun bilimde vardığı noktanın inanılmaz boyutu karşısında titrememek mümkün değildi. Ya Türkiye'miz bugün ve bilim çağında ne durumdaydı? İşte o noktada, Türkiye’mizin içinde bulunduğu yerde, imanın hüzne yer bırakması gereğinden başka çare kalmıyordu...
Dünden geleceğe teknolojik seyrin ulaşılması gereken bir yelkenli yolculuk olduğu, ana ekseninde ise temel bilimlerin bulunduğu, onsuz yolda olmamınsa, bugün olduğu gibi hüsrana sebep olacağını da unutmamak gerekirdi. O halde sadece, bugüne kadar bizi ayakta tutan "akıllı ruhumuza" sarılmamız yanında uzun vadeli ilmî metodoloji kurgusunu sahiplenmeliyiz. Aksi takdirde Bilişim Çağında ayakta kalmamız güç ve hatta imkânsız olacaktır. Ayrıca unutmamak gerekir ki bizler Cenab-ı Hakk’ın hükmü altındayız ve O, gelişmeyi emretmiştir. Dini bir konfor aracı gibi kullanan ve iradelerini başkalarına teslim eden kişilerden olmamalıyız... Kısaca Bilişim Çağında kültürümüzü muhafaza edebilmek için bilimsel teknolojinin dışına savrulmamamız gerekecektir.
Prof. Dr. Arif Ergin'in söylediklerinden daha çok öğrenmemiz gerekenler vardı ama bunlar sınırlı bir dinleyici içinde kalmamalıydı...