Genel Hatlarıyla Türk Dünyası Uygarlık Tarihi
Uygarlıklar, bilindiği üzere insanoğlunun ve toplumların yaratıcılığının eserleridir. Bu bağlamda her toplumun ve milletin birbirinden farklı dil, tarih, coğrafya, düşünce ve inanç birliği içinde bulunması tabiidir. Bu durum, insanoğlunun eseri olan farklı uygarlıkların ortaya çıkmasında önemli rol oynamıştır. 5000 yıllık tarihi seyir içinde oluşan ve bugün yaklaşık 200 milyonu aşan nüfusu ile dünyanın çok geniş bir coğrafyasına yayılan Türk topluluklarına ait medeniyet değerlerinin yeryüzünde şekillenen uygarlık yapısında önemli bir yeri vardır. Bu düşüncelerle Türk adı ve Türklük kavramından başlayarak Türk dünyasının tarihi, coğrafyası, yazısı ve dili, hukuku, idarî sistemi, ekonomik yapısı, toplum hayatı, sosyal hayatı, din ve inanç anlayışı, folklor, askerî teşkilât, iletişim ve haberleşme, mesken ve mimarî ile şehirleşme anlayışı, bilim ve eğitim, mutfak, yiyecek ve içecekleri, zaman vurgusu ve geleneksel oyunlar ile spor, müzik, eğlence, secere, tıp ve tedavi anlayışı gibi ana konuların ele alındığı, alt başlıklarıyla 48 konuda, Türk tarihine ışık tutacak bir çalışma yapılmalıydı. Böylece bugün çeşitli adlar altında bilinen Türk topluluklarının Atalarınca, bin yıllar içinde birlikte inşa ettikleri uygarlık ve değerlerinin kültürel yapısı daha iyi anlaşılmış olacaktı. Ayrıca böyle bir projenin bilim dünyasına sunulmasıyla Türklerin ortak değerlerine dair başka plan ve projelere yön verme imkânı da ortaya çıkacaktı.
Uzun bir zaman dilimi gerektiren Türk Uygarlık Tarihinin temel değerlerini gün yüzüne çıkaracak böyle bir çalışmada zamanla yarışmak mecburiyeti yanında ilim insanlarının hassasiyetinin sürece yansıması ve buarada dünyayı kavuran bir salgının başlaması çalışmanın gecikmesine sebep olacaktı. Her şeye rağmen çalışmada görev almış bulunan ve büyük bir sabırla hareket eden ilim insanlarımıza şükran borçlu olduğumuzu dile getirmemiz gerekir. Yıllara uzanan metin çalışması tamamlandığında ise eserin 1277 sayfayı bulduğu ve yayının 2 cilt hâline getirilmesinin daha uygun olacağı zarureti ile karşılaşıldı. Ön hazırlıkları tamamlanarak baskı safhasına gelindiğinde bu defa malî kaynak sıkıntısına ek olarak kağıt fiyatlarındaki dalgalanmanın ayrı bir sorun hâline gelmesiyle karşılşılacaktı.
Ama her şeye rağmen emeklerin askıda kalmasına da gönlümüz razı olmuyordu. Bu düşüncelerle çeşitli kapılar çalındı ve nihayet Dilovası’nda yakından tanıma şansına ulaştığımız bir iş insanının değerli evladının şahsî katkısıyla, az sayıda da olsa çalışmanın kitaplaştırılmasına imkân doğmuş oluyordu. Kendilerine teşekkür borçluyuz. İleride daha çok sayıda basılma ümidimizle ve hiç değilse emeklerin kitaba dönüşmesi şansı doğmuş oldu. Böylece Kültür Konseyi olarak kültür tarihimize “Benzerlikleriyle Türk Dünyasında Atasözleri” eserinden sonra “Genel Hatlarıyla Türk Dünyası Uygarlık Tarihi” çalışmasının da gün yüzüne çıkarma şansını elde etmiş olduk.