• Kültürel Fıkdana Sürüklenen Ülkemizde Arayışlarımızı Sürdürüyoruz
  • Kültürel Fıkdana Sürüklenen Ülkemizde Arayışlarımızı Sürdürüyoruz
Kültürel Fıkdana Sürüklenen Ülkemizde Arayışlarımızı Sürdürüyoruz

Boğaziçi Sohbetlerinin 23 Ekim 2018 tarihindeki misafir konuşmacısı "Kültür Kodlarımız ve Demokrasi" başlığı ile fikir adamı Mehmet Ocaktan idi. Asırlar boyu gelişerek varlığını sürdüren ve hâlâ sağdan soldan saldırılarla ayakta durmaya çalışılan Kültürel Değerlerimize bazı kesimlerin saldırılarını anlamak mümkündür! Ama doğrusu, temelde aynı fikrî kökten yararlanmış olduğunu düşündüğümüz bazılarının, tek boyutlu "Demokrasi Batılı menşelidir ve/veya bize kötülükler getirmiştir" diyerek aklı, idraki bir tarafa bırakıp “emre inkıyat” saplantısı içine sürüklenmesi özgür ve âdil olmayan bir kısır döngüdür. İslâm kayıtsız şartsız teslimiyet fikrini kabul etmez. Batıya karşı olmak mutlâka sisteme karşıda olmak anlamını da taşımaz. O hâlde bu saplantılı düşüncenin alt yapısında "eleştirel düşünce yokluğu" bulunmaktadır. Oysa hatırlamamız gerekir ki Sahâbe, Peygamber efendimizin bazı sözleri karşısında "bu âyet mi, sizin sözleriniz mi? " diyerek müzakere zemini hazırlamışlardır. Bu günün Müslüman olduğu iddiasındaki devletlerine bakacak olursak onlardan örnekleyeceğimiz fazla bir şey olmadığı, ne yazık ki, açıktır. Ayrıca İmam-ı Azâm'ın "adâlet sisteminin bir halifeye bağlı olduğu toplumlarda adâletten söz etmek mümkün değildir" sözü herhâlde bütün Müslümanlar tarafından dikkate alınması gereken bir husustur. Demokrasiden anlaşılması gerekense, kelime değil, uygulamadaki özgürlükler ve adâletin gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Görülen o ki kültürel değerlerin muhafazası için demokrasi, bugün görülen ve bulunmuş olan en uygun devlet yönetimi tarzıdır. Sistemin ismi önemli değildir, önemli olan toplumumuzun akıl ve idrakini kullanılarak evrensel bir söz söyleyecek seviyeye çıkılmasıdır. Yoksa!..

Evet, bu fikir yüklü toplantının en güzel yanlarından biri, insanoğlunun gelişme ve değişime açık olduğu, bununsa ideolojik saplantı ile değil, doğruyu arayarak kültürel kodlarımızı geliştireceği yönündeki ifade ve gençlerin anlatacakları ufuklara yönelmesinin gereğini vurgulanması idi.